Kedi ve Köpeklerde Kalça Displazisi-Kalça çıkıklığı

Biz Veteriner Hekimler Kalça displazisini, küçük ırk köpeklerde ve hatta kedilerde bile görülse de özellikle büyük ırk köpeklerde sıklıkla karşılaşılan bir gelişimsel ortopedik bozukluk olarak tanımlarız.
Genetik olarak aktarılan kalça displazisi basitçe coxa-femoral eklem olarak adlandırılan ve kalça kemiği ve uyluk kemiği tarafından oluşturulan kalça eklemindeki gevşeklik ve uyumsuzluk olarak tanımlanabilir. Kalça displazisi ile doğmuş olan hasta büyüdükçe gevşek olan kalça eklemi artan vücut ağırlığını taşımaz ve eklemdeki uyumsuzluk belirginleşmeye başlar. Bu yüzden birçok displazik köpekte ilk klinik belirtiler bir yaşından sonra kendini gösterir ki bu da hastalığın başarılı tedavi edilebilme imkanını kısıtlar.
Bu hastalık  en çok St.Bernard’larda (%42) en az ise Husky ve Colie ırkı köpeklerde görüldüğünü göstermiştir. Hastalık ülkemizde çok popüler olan Golden Retriever, Labrador Retriever, Alman Çoban ve Rottweiller ırkı köpeklerde çok ciddi problemlere yol açar.
Bazı hayvanların henüz bir yaşına bile gelmeden kalça eklemlerinde vücut ağırlıklarını taşıyamayacak kadar şiddetli tam çıkıklar oluşurken bazıları displazik olmalarına rağmen yıllarca hemen hiç semptom vermeden hayatlarını sürdürebilmektedir ama ne olursa olsun displazik köpeklerde kalça ekleminin osteoartritisi ya da dejeneratif eklem hastalığı kaçınılmazdır ki bu da köpeğin arka bacaklarını sağlıklı ve ağrısız bir şekilde kullanmasını imkansız kılar.
Kalça displazisi genetik olarak aktarılsa da hastalık her köpekte aynı şekilde ve sürede gelişmez bu da hastalığın seyrinde birçok çevresel faktörün de etkili olduğunu gösterir.
Kalça displazili ve buna bağlı dejeneratif eklem hastalıklı köpekler çektikleri ağrı sebebiyle şiddetli yürüme güçlüğü gösterir ve hareket edemedikleri için hızla kilo alır. Kilo artışına bağlı olarak problemli kalça eklemi üzerine binen yük artar ve ağrı şiddetlenir. Bu zincirleme reaksiyonla hasta bir sure sonra ağrı kesici olmaksızın hareket edemez hale gelir ki ağrı kesici ilaçların uzun vadeli kullanımının yaratacağı yan etkiler sebebiyle bu bir tedavi opsiyonu değildir.
Yukarıda kısaca bahsettiğimiz gibi displazik bir köpeğin kalça ekleminde artrit gelişene kadar hiçbir semptom vermeden yıllarca yaşaması mümkündür ki bu köpekler maalesef hastalığın kontrol altına alınması önündeki en büyük engellerden birini oluşturmaktadır. Çünkü hastalığın sıklıkla görüldüğü bu popüler ırklar sürekli üretilmekte ve hastalık sürekli sonraki nesillere aktarılmaktadır.
Kalça displazisi hastalığının en erken teşhisi 4 aylıkken gerçekleştirilen özel bir görüntüleme yöntemiyle mümkün olur. Pensilvanya üniversitesi tarafından geliştirilen bu sistemde 4 aylık köpeklerde anestezi altında ve özel bir aparat yardımıyla çekilen röntgenler ve yapılan ölçümlerle kalça eklemindeki esneklik katsayısı hesaplanmakta ve kalça displazisi riski ortaya konmaktadır. 4 aylıkken hastalığın saptanamadığı köpeklerin ise 6 aylıkken mutlaka kalça röntgenleri çekilerek kalça displazisi yönünden kontrol edilmeleri ve bu köpeklerin displazik olmadıklarına emin oluna dek periodik radyografik incelemelerine devam ediniz.
Kalça displazisi hastalığının maalesef herhangi bir ilaç tedavisi yoktur ve tüm tedavi yöntemleri çeşitli cerrahi girişimlerden oluşmaktadır. 4 aylıkken Penn-Hip Radyografisiyle hastalık riski saptanan köpeklerde uygulanan ve diğer cerrahi yöntemlerle karşılaştırıldığında oldukça basit bir teknik olan “JPS-Juvenil Pubic Symphisiodesis” operasyonu hastalığın tedavisinde yaklaşık %80 etkili olmaktadır. Ancak bu teknik 5 aylıktan büyük köpeklere uygulanamaz.
6 aylıktan daha büyük, kemiksel gelişimini tamamlamamış, kalça eklemlerinde dejeneratif eklem hastalığı bulunmayan ve eklemde tam çıkık şekillenmemiş köpeklerde ise tüm dünyada en sık uygulanan teknik “TPO-Triple Pelvic Osteotomy” adı verilen bir tekniktir. Oldukça zor ve masraflı olan bu teknik başarıyla uygulandığında kalçanın tüm anatomik yapısını değiştirmekte ve hastalıkla ilgili tüm sorunları ortadan kaldırır.
Hastalığın bir diğer başarılı tedavi yöntemi ise Total Kalça Protezidir. Hasarlı ve problemli kalça ekleminin yerine metal bir yapay eklemin yerleştirilmesi olarak tanımlanabilecek bu teknik de ülkemizde uygulanmaya başlamış ancak yüksek maliyetleri ve uygulama zorluğu sebebiyle henüz istenen uygulama sıklığına ve başarısına ulaşılamamıştır.
Bizler Sonuç olarak kalça displazisi özellikle büyük ırk köpeklerin sağlığını ve yaşam kalitesini olumsuz etkileyen çok önemli bir ortopedik bozukluk olduğunu düşünmüyoruz.. Bu hastalığın başarılı tedavisi için erken teşhis ve displazik köpeklerin hastalığı tedavi edebilecek merkezlere zamanında ulaştırılması çok önemlidir. Ayrıca bu hastalığa sahip tüm köpeklerin kısırlaştırılarak hastalığın sonraki nesillere aktarımının önlenmesi tüm hasta sahiplerinin sorumluluğudur.
Kliniğimizde kalça ortopedisi ve altın implant uygulaması yapılmaktadır.
ACİL DURUMLARDA VETERİNER HEKİMİNİZE DANIŞINIZ.
BEYAZ PATİ VETERİNER KLİNİĞİ
24 SAAT AÇIK ACİL VETERİNER.
 

Leave a reply